Saruhan Oluç: Mevcut 1982 Anayasası’nın birkaç maddesinin değiştirilmesi yönünde adım atılacaksa bu adımların hiçbirini desteklemeyeceğiz. Çünkü Daha Fazlası…
Yeşil Sol Parti Kümelenme Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasayla ilgili sözlerine ilişkin; “Şunu açıkça söyleyelim: Hiçbir zaman Anayasayı uydurmaya alet olmayacağız. Şunu açıkça belirtelim. Mevcut 1982 Anayasası’nın birkaç maddesinin değiştirilmesi yönünde adım atılacaksa hiçbirinden yana olmayacağız. Çünkü daha fazla makyaj yapmaya tahammülümüz yok, bu adımları atıyoruz.Ancak baştan gerçekten demokratik, sivil bir anayasa yapılacaksa, bu çalışmaların, görüş ve önerilerin iyi tartışılarak sürdürülmesiyle demokratik, liberal bir anayasa oluşturulabilir. Hem Meclis çatısı altında hem de Meclis dışında toplumun pek çok farklı kesimi, sivil toplum kuruluşları, demokratik kuruluşlar ve konuyla ilgili uzmanlar, “Çalışmanın yapılması için adımlar atılırsa o zaman bu çalışmaların da gerçekleşme ihtimali var” ciddiye alınacaktır” dedi.
Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bugün Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında yeni anayasa tartışmaları ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oluç, şunları söyledi:
“Beklentiler doğrultusunda adım atılırsa bu akşam akaryakıt fiyatlarında artış olacak. Dün gece motorin fiyatlarında artış oldu. Vergi ve döviz artışlarının ardından akaryakıt fiyatlarında yaşanan artış akaryakıtta artışların yaşanmasına neden oldu. Akaryakıtın litre fiyatı 40 TL’ye yaklaştı. Motorinin litre fiyatı da arttı.” Bazı illerde 40 lirayı aştı. Temmuz ayında 11 bin 412 lira olan asgari ücret şu anda 9 bin 185 liraya düştü. Zam fırtınası hız kesmeden devam ediyor. Türkiye’de 36 aydır aralıksız gıda fiyatlarında artış yaşanıyor ve Dünya Bankası’nın yayınladığı raporlara göre Türkiye, dünyada yıllık gıda enflasyonunun en yüksek olduğu 10’uncu ülke konumunda. Gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyor. Şeker fiyatlarına 4 ayda 11 kat zam yapıldı. Çay fiyatlarına son 3 ayda 4 kat zam yapıldı. Başka bir şeyi açıklamaya gerek yok. OECD verilerine göre Türkiye’de yaşayan ailelerin yüzde 70’i geçim sıkıntısı çekiyor. En ciddi sorunu yaşayanlar ise emekliler.
” ORTA VADELİ PLAN BİLE DEVLETİN KENDİ KURUMLARI ARASINDA UYUM OLMADIĞINI GÖSTERDİ”
Okul masrafları cebinizde bir yüktür. ‘Parasız eğitim veriliyor’ deniyor ama bununla hiçbir ilgisi yok. Çünkü tüm veriler biliyor ki hizmet ücretleri, kırtasiye masrafları ve okullara yapılan bağışlar aslında bize çocukların eğitim maliyetlerinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Hizmet ücretlerindeki artış geçen yıla göre üç kat arttı. Bir ailede okuyan birden fazla çocuk varsa aileler büyük sıkıntı yaşıyor. Ne yazık ki, ‘Rasyonel ekonomi politikaları uygulayacağız’ diyen Hazine ve Maliye Bakanı döneminde ekonomideki bu koşullar azalmak yerine arttı. Hiçbir hedefe ulaşamayan hükümet, ‘Memur maaşlarını hedef enflasyonla belirleyeceğiz’ diyor. Merkez Bankası ve Hazine raporlarına baktığımızda hedeflerin hiçbirine ulaşılamadı. Orta Vadeli Planlara baktığımızda hedeflerin hiçbirine ulaşılamadı. Şimdi hedef enflasyona göre memur maaşlarını nasıl belirleyeceğiniz anlaşılmıyor. Orta Vadeli Plan bile ortaya koyduğu verilerle devletin kendi kurumları arasında bir uyumun olmadığını ortaya koydu.
“HİÇBİR ZAMAN ANAYASAYI OLUŞTURMAYA ARAÇ OLMAYACAĞIZ”
Dün 12 Eylül, her türlü insanlık dışı işkencenin uygulandığı bir dönemdi. Adalet ve Kalkınma Partisi, 12 Eylül Anayasası’nda 12 değişiklik yaptı. Anayasanın her dönemde değişmesi gerektiğini söyleyenler, bu dönemi sadece yama yaparak atlatmaya çalıştılar. Bu toplum demokratik olmayan darbe hukukundan kurtulma fırsatını bulamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bir açıklama yaparak ‘yeni Anayasa’ çağrısında bulundu. ‘Bunu tüm taraflarla konuşacağız’ dedi. Şunu açıkça söyleyelim: Hiçbir zaman Anayasayı uydurmaya alet olmayacağız. Bunu açıkça ifade edelim. Mevcut 1982 Anayasası’nın birkaç yönünü değiştirecek bir adım atılırsa, bu adımların hiçbirini desteklemeyeceğiz çünkü daha fazla düzenlemeye tahammülümüz yok. Şunu açıkça söyleyelim. Ancak baştan demokratik, sivil bir anayasa yapılacaksa toplumun pek çok farklı kesiminin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kuruluşların ve konuyla ilgili uzmanların çalışmaları, görüş ve önerileriyle iyi bir tartışma yürütülmeli, Hem Meclis çatısı altında hem de Meclis dışında demokratik ve liberal bir anayasa üzerinde çalışmak. Eğer adım atılacaksa o zaman bu çalışmaların ciddiye alınma ihtimali var. Aksi halde iktidar palyatif tedbirlerle, kendine fayda sağlayacak bazı yamalarla ‘Yeni bir anayasa yapıyoruz’ gibi bir tavır takınacaksa, diyelim ki biz böyle bir şeye taraftar olmayacağız. Yeni bir toplum sözleşmesi yapma, sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapma, evrensel hukuk ilkelerine dayalı hale getirme çabası varsa ne yazık ki bugüne kadar çok samimi bir girişim göremedik. Eğer bu yönde bir çaba varsa, böyle bir niyet varsa bu tartışmanın değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Elbette düşünüyoruz. Ama ortamın değişmesi gerekiyor. Demokratik, özgürlükçü yeni bir anayasa yapmak için konuşan herkesin tutuklandığı, sosyal medyada paylaşım yapan herkesin tutuklandığı, ifade özgürlüğünün tamamen yok sayıldığı, kapatma davasının açıldığı bir ortamda demokratik, özgürlükçü bir anayasa tartışmasının yaşanması neredeyse mümkün. HDP’ye yönelik dava sürüyor, Kobani kumpası davası devam ediyor, basın özgürlüğü kısıtlanıyor. Bunun gerçekleşmeyeceğini vurgulamak isteriz. Yani demokratik, liberal bir anayasa yapma olanağının ortaya çıkabilmesi için ortamın demokratikleştirilmesi gerekiyor.
“ÖZEL BİR ELEŞTİRİ SÜRECİ YAŞADIK VE BU SÜRECİ MUHALEFET PARTİLERİ İÇİN DE YÜRÜTÜP TAMAMLAYAN TEK PARTİYİZ.”
14-28 Mayıs seçimlerinin ardından partimiz muhasebe sürecine başladı. Bu muhasebe sürecinden bu yana birçok dizi toplantı yaptı. Dün gerçekleştirdiğimiz konferanslarımız sona erdi. Ekim ayındaki kongremize 1 ay kaldı. Bu dönemde partimiz bine yakın toplantı yaptı. Kadın konferansında alınan kararlarla bu süreci büyük ölçüde tamamladık. Konferanslarda aldığımız kararlarla bu süreci tamamladık. Sonuçlarını bir ay sonraki kongremize taşıyacağız. O kongrede kararları kesinleşecek. Partinin adı değişecek, parti tüzüğünde değişiklikler olacak, parti yönetimi değişecek, ekim ayında gerçekleştireceğimiz kongreyle yeni bir başlangıç yapacağız. Hem örgütsel hem de politik olarak bir özeleştiri sürecinden geçtik. Belki muhalefet partileri açısından da bu süreci yürüten ve tamamlayan tek parti biziz. Ne yapılması gerektiğini ortaya koyan tek parti biziz. Her iki Eş Genel Başkanımız da yeni dönemde aday olmayacaklarını açıklayarak bu muhasebede üzerlerine düşeni yapmış oldular.”
” TASLAK ORTAYA ÇIKTIĞINDA GÖRÜŞLERİMİZİ SÖYLEYECEĞİZ”
Oluç, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Oluç bir soruya şöyle yanıt verdi: “Yeni bir anayasa yapılacaksa bu yeni bir toplum sözleşmesi anlamına gelir. Tabii ki hükümetin hazırladığı bir taslakla karşı karşıya değiliz. Taslak olur mu bilmiyoruz.” Ancak bu taslaklar ortaya çıktığında görüşlerimizi ifade edeceğiz Sayın Başkan.” Hiçbir muhalefet partisinin taslağı olmadığını söyledi. Bir taslağımız var. Bu taslağı sürekli olarak güncelliyoruz.
Oluç, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakınlığıyla bilinen Ayhan Bora Kaplan’ın tutuklanmasına ilişkin bir soru üzerine şöyle konuştu:
“Bu konuları çok tartıştık. Konuya içişleri ve güvenlik açısından baktığımızda, Türkiye’nin yakın tarihinin en karanlık, en kirli çıkarlarına sahip olduğunu, kara para aklama konusunda ilerlediğini vurguladık. Mafyanın uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantısı var. Bunu Meclis’te yaptığımız tüm görüşmelerde çok açık bir şekilde ortaya koyduk.” Biz bunu bu şekilde ifade ettik ve eleştirdik. Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda İçişleri Bakanlığı’nın en karanlık dönemden geçtiği açıkça görülmektedir. Ama bununla ilgili telafi tedbirleri mi alınıyor, yoksa radikal düzenlemeler mi yapılıyor, önümüzdeki günlerde göreceğiz. Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Mafya ve uyuşturucu tacirleriyle çok kalın bir fotoğraf albümü oluşturan Kim, “İçişleri Bakanlığı’ndan bahsettiğimiz için bir iki operasyonla çözülebilecek bir durum gibi görünmüyor.”